Pozitif Günler – Korona Günlüğü ismi ile geçtiğimiz haftalarda yayınlanan kitap, alanında ilk olma özelliği taşıyor. Yazar, kitabın basın bülteninde, “Aslında amacım bu zor günlerimi sonraki yıllarda kendime hatırlatmaktı” diye belirterek, “Yazdıklarımın kitap olacağını hiç düşünmemiştim. İtiraf edeyim birkaç sayfadan sonra sıkılıp yazmayı bırakacağımı düşünmüştüm hatta. Ancak döküldükçe döküldü kelimeler, cümleler kalemimden. Sanki son cümlelerimi yazıyormuşçasına içimde ne varsa anlatmak istedim. Kelimeler cümlelere, cümleler paragraflara, paragraflar sayfalara, sayfalar kitaba dönüştü sadece 14 günde. Kitabın adı günlük olsa da aslında her şeyden biraz var tıpkı hayatımız gibi; anılar, geleceğe dair planlar, hayat tecrübeleri, sorgulamalar, itiraflar…” diye kaydetti.

“Salgın başladığında hem kendimi, hem ailemi korumaya çalıştım”

Covid-19 salgının ortaya çıkışından itibaren kendisini ve ailesini korumaya çalıştığını ifade eden, Nedim Argan, “Covid-19 virüsü ülkemizde görüldüğü günden itibaren ben ve ailem, pandemi kuralarına titizlikle uymaya çalıştık ve büyük oranda da uyduğumuzu düşünüyorum. Geçtiğimiz on ay boyunca tüm hayatımızı buna göre düzenledik. Hatta ben kişisel olarak bu dönemde bırakmış olduğum spora ev koşullarında yeniden başladım ve sağlıklı beslenmeye gayret gösterdim. Böylelikle hem fiziksel olarak hem de psikolojik açıdan kendimi güçlü tutmayı başardım” diye konuştu.

“Durumu kabullenip moralimi yüksek tutmaya çalıştım”

Yazar Argan, Covid-19 testi pozitif çıktığında hissettiklerini ise şöyle dile getirdi;

“Çalıştığım işyerinde birlikte çalıştığımız bir arkadaşımızın testinin pozitif çıkması sonucu temaslı olarak ben de karantinaya alınmıştım. Temaslı olduğumuz için bana da test yapıldı. Açıkçası testimin pozitif çıkacağına hiç ihtimal vermiyordum. Çünkü az önce belirttiğim gibi pandemi kurallarına titizlikle uyuyorduk. Test yapıldıktan bir gün sonra sabah erkek saatlerde gelen mesajla testimin pozitif çıktığını öğrendim. O sırada spor yapıyordum. Büyük bir hayal kırıklığı ve öfke o anda en güçlü hissettiğim duygulardı. Ancak yine de sporuma devam ettim. Bir süre sonra durumu kabullenip moralimi yüksek tutmaya çalıştım.”

“İnsan kendini ölüme yakın hissedince anlatacak çok şeyi oluyormuş”

Testinin pozitif çıkması üzerine, 15 metrekare odada izole bir hayata başladığını belirten Argan, “Sıkıcı geçen günlerde yaşadıklarımı günlük şeklinde kâğıtlara dökmeye karar verdim ve yazmaya başladım. Yazmaktaki amacım eğer hastalığı yenersem bu zor günleri ileride kendime hatırlatmaktı. Malum insanoğlu geçirdiği zor günleri çabuk unutur. Tamamını kalemle yazmama rağmen kelimeler, cümleler döküldükçe döküldü ve kitap olacak kadar doldu sayfalar. Meğerse insan kendini ölüme yakın hissedince anlatacak çok şeyi oluyormuş. Fiziksel olarak virüsün etkileri fazla ağır olmadı ancak psikolojik etkisi daha fazlaydı. İnsanlığın henüz pek tanımadığı, ne yapacağı bilinmeyen sinsi bir düşmanın içinizde olduğunu bilmek, ne zaman nasıl bir etki yaratacağını bilmemek gerçekten çok kötü bir duyguydu ve bu duygu da gerçekten çok yıpratıcıydı” diye ifade etti.

“Kitap, hiçbir düzeltme yapılmadan yayınlandı”

Kitabı yayınlandıktan sonra okuyuculardan olumlu dönüşler aldığını belirten Argan, “Okuyuculardan gelen yorumların ortak noktası kitabın yalınlığı, doğallığı ve samimiyeti oldu. Böyle olması için de günlükler hiçbir düzeltme, yani editöryel düzenleme yapılmadan ilk yazıldığı haliyle yayınlandı. Aksi durumda bu samimi dili koruyamazdı” diye kaydetti.

Kitabını sağlık çalışanlarına ithaf etti

Kitabını sağlık çalışanlarına ithaf ettiğini vurgulayan Argan, “Bu sürecin en büyük kahramanları onlar. Bu mücadele de büyük kayıplar verdiler ve vermeye de devam ediyorlar ne yazık ki.  Benim tedavi sürecimde de sağlık ekipleri gerçekten özveriyle çalıştılar ve onlar sayesinde hastalığı yenmeyi başardım. Onların hakkını ne yapsak ödeyemeyiz. Bu yüzden de kitabı tüm sağlık çalışanlarına ithaf ettim” diye açıkladı.  

Çeşmeninsesi